16 Eylül 2013 Pazartesi

Pahalı röprodüksiyon






......... Burjuva ideolojisine karşı bütün siyasal savları bir solukta sayabilen aydınlar bile bir standartlaşma sürecine geçmekte - apaçık çıkar ve düşünce zıtlığına rağmen ortama uymaya heveslidirler- ve bakış açılarının da giderek rastlansallaştığı, düperdüz kendi tercihlerine ya da önlerindeki fırsatarla ilgili değerlendirmelerine bağlı hale geldiği ölçüde de günün geçerli zihniyetine ayak uydurmaktadırlar. Radikal sandıkları şey, onlar gibiler için ayrılmış kompartımana nesnel olarak o kadar denk düşmektedir ki, radikalizm de bayağılaşarak soyut prestije, bugünlerde bir aydının neye karşı ve neye yandaş olması gerektiğini bilmenin verdiği bir meşruluğa dönüşmektedir. Vaktiyle seçmiş oldukları şeyler, çoktandır öğrenci kardeşlik gruplarıninki kadar kabullenilen, sayıca onlarınki kadar sınırlı ve değerler hiyerarşisi açısından da onlarınki kadar katılaşmış bir durumdadır. Resmi kitsche verip veriştirmekte ama görüşlerini oluştururken de tıpkıuslu çocuklar gibi sadece onlar için önceden seçilmiş yiyeceklere el sürmektedirler. Klişeye karşı klişe. Bu tür genç bohemlerin oturduğu yerler de düşünsel hanelerine benzer. Duvarlarda "Ayçiçekleri" veya "Arles'daki Kahve" gibi ünlü Van Gogh'ların aldatıcı biçimde sadık renkli röprodüksiyonları, kitap rafında suyunun suyu sosyalizm ve psikanalizle birlikte bazı ketlenmeleri olan mahçup hovardalar için bir miktar seksoloji. Buna Proust'un Random House baskısı da eklenmeli. Scoot Mancrief'in güzel çevirisi buna layık değildi oysa: Bir edisyon ki kapağında bile indirimli fiyat seçkinliğini hissetirmekte ve "bütün kitaplar bir arada" diye bağıran kaskatı biçimiyle de bu her cümlesi bir hazır düşünceyi etkisiz kılan yazarla sanki alay etmekte: Demek Alman evlerindeki orman hayvanları ve Kuzet Kutbu seferleriyle ilgili kitapların yerini gençler için şimdi de ödüllü bir eşcinsel olarak Proust dolduruyor burada. Sonra bir gramafon ve yanında berisinde bazı plaklar: Belli ki tren istasyonlarına derin bir ilgi duyan sağlıklı ve yiğit bir ruhun Lincoln-kantatası, yeri geldiğinde mutlaka huşu içinde dinlenen Oklahama folkloru ve kendinizi hem aynı anda kolektif, hem cüretli, hem de rahat hissetmenizi sağlayan bir kaç tane gürültülü caz plağı. Ortaya atılan her görüş dostların onayını kazanıyordur burada, ileri sürülen her sav önceden biliniyordur. En aykırıları da dahil bütün kültürel ürünlerin büyük sermayenin dağıtım mekanizmalarına bağlanmış olması, bu en gelişmiş ülkede seri üretim damgasını taşımayan hiç bir ürünün okura, seyirciye ve dinleyiciye ulaşma imkanının bulunmaması-bunlar farklı yollara sapma özlemlerini daha işin başında kendi konularından yoksun bırakıyor. Kafka bile bir ucuz stüdyo demirbaşı olmak üzere. Aydınlar kendi dünyalarının onayını almış şeylere, şimdiden o kadar bağlılar ki, entelektüel seçkinlik etiketi taşımayan hiç bir şeyi arzulamıyorlar artık. İhtirasın hedeflediği en yüksek nokta, kabul görmüş şey üzerinde uzmanlık: Doğru sloganı bulmak. Yeni başlayanların ise dışarıda kalması bir yanılsama, sadece sıralarını bekliyorlar. 


     Onları dönek olarak görmek bile fazla değer biçmek olur...

Minima Moralia-Adorno

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder